Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü lisans programının amacı, eğitimde evrensel eşdeğerlerle kuram ve becerilerde yetkin, insana ve toplumsal gelişmelere duyarlı görsel-işitsel iletişimin öneminin ve kamusal sorumluluğunun bilincinde olan, alanında teknolojik değişimler, disiplinler ve kültürlerarası etkileşimler ekseninde eleştirel ve yaratıcı bir yaklaşım göstererek sinema sanatına katkıda bulunmaktır.

 

ÇİZGİZÂR RÜYA FİLİM OKULU

 
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sinema Bölümü, Türkiye'nin akademik hayatı içinde çok kendine özgü, çok müstesna bir yerde duruyor. Sadık Battal ve arkadaşları bu çatı altında sadece bir akademik program değil, Türkiye'nin üniversite tarihinde pek başka örneği olmayan bir mana iklimi oluşturma gayretinde...
 
Öğrencilerine, insana ve hayata belli bir teorik ezber üzerinden bakmayı değil, kendi içlerinde mayaladıkları bir öz, hem kadim denebilecek kadar köklü hem de bir o kadar tazelik taşıyan bakma gayretleri, görme biçimleri önermek, eğitimlerinin sonunda onlara diplomanın yanı sıra açık bir zihin, berrak bir idrak ve akleden bir kalp kazandırmaya çalışıyorlar.
 
Yol arkadaşı gibi gördükleri gençlere, üzerinde hayat sürdüğümüz toprakla, nefes aldığımız havayla, durulduğumuz ve durulandığımız suyla, çiçekle, ağaçla, börtü böcekle, kurtla kuşla ve elbette her tekinde eşref-i mahlukat potansiyeli bulunan insanlarla, o insanların hikayeleriyle ve o hikayelerin büyük kozmik varoluşa eklediği renklerle can-ı gönülden
ilgilenmeyi öğütlüyorlar.
 
Onları mânâ, irfan ve hikmet yüklü her sözü, her oluşu, her neşveyi can kulağıyla dinlemeye çağırıyorlar.
 
Böyle engin gayelerle yola çıktılar, ellerindeki imkanları seferber ederek bunu yapmaya çalışıyorlar. Her alanda standardın ötesine geçebilecek, dersine yeni bir derinlik ve ufuk katabilecek isimlerle öğrencilerini buluşturmaya çalışıyorlar.
 
Geçen yıl hasbelkader bendeniz de bu çatı altında bir dönem senaryo dersleri yapma mutluluğunu yaşadım. Deprem sebebiyle üniversitelerin online eğitim yaptığı bu dönemde belki aynı sınıfın içinde değil, ama aynı iklimde genç kardeşlerimle beraber filmleri, hikayeleri, karakterleri, diyalogları yani birçok değişkeni bir film haline getiren şeyleri konuştuk. Benim için çok değerli bir tecrübeydi.
 
İnanıyorum ki henüz ilk adımlarını atmakta olan bu okul, zamanla Türkiye'nin en özgün müfredata ve açılımlara sahip olan bir akademik ekole dönüşecek ve başka oluşumlara örnek olacak.
 
Sadık Battal başta olmak üzere bu fikrin sahibi ve destekçisi olan herkesi ve cesaretle bu projeye destek veren üniversite yönetimini canı gönülden tebrik ediyorum.
 
Gökhan Özcan